TANIMLAR TCK m.6 - Yiğit Hukuk Danışmanlık
  • Tel:+90 (312) 231.06.37
  • info@yigithukuk.org
  • Hilal Mahallesi Rabindranath Tagore Cd. 46/3-4 D:Kat 2 Çankaya/Ankara

İletişim Bilgilerimiz

Adresimiz

Hilal Mahallesi Rabindranath Tagore Cd. 46/3-4 D:Kat 2 Çankaya/Ankara

Destek Hattı

Tel:+90 (312) 231.06.37

Fax: 0 312 231 70 37

TANIMLAR TCK m.6

TANIMLAR

TCK MADDE 6 :

(1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;


a) Vatandaş deyiminden; fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olan kişi,

b) Çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi,

c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,

d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler, adlî ve idarî mahkemeler üye ve hakimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar,

e) Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi,

f) Silah deyiminden;

  • 1.Ateşli silahlar,

  • 2.Patlayıcı maddeler,

  • 3.Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,

  • 4.Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,

  • 5.Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,

g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar,

h) İtiyadi suçlu deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi,

i) Suçu meslek edinen kişi deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi,

j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi, Anlaşılır.



MADDE GEREKÇE :


Bu madde metninde, kanunda kullanılan bazı kavramlar tanımlanmıştır. Ancak, bu maddenin tasarıdaki sistematiği değiştirilmiştir.


Suçta ve cezada kanunilik ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmaması sebebiyle, “kadın” ve “örgüt” tanımları tasarı metninden çıkarılmıştır. Tekerrüre ilişkin olarak sistem değişikliği yapıldığı için “Aynı türden suç” tanımı ve tanımlanmasına lüzum görülmemesi nedeniyle “Cebir ve şiddet” tanımı metinden çıkarılmıştır.

Kişinin vatandaşlığının belirlenmesinde 11/02/1964 tarihli 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun esas alınacağını belirten tanım, ceza uygulaması itibarıyla önemli olan hususu belirlemektedir.Buna göre suçu işlediği sırada Türk vatandaşı iken sonradan uyruğunu değiştiren kişi suçun unsuru veya kovuşturma koşulları açısından Türk sayılacağı gibi, suçu işlediği sırada Türk vatandaşlığını kazanmış kişi de Türk vatandaşı sayılacaktır. Çifte vatandaşlığı bulunanlar da, Türk vatandaşı sayılacaklardır.


Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirildiğinde, “Çocuk” deyiminden henüz onsekiz yaşını doldurmamış olanların da anlaşılması gerektiğine dair bir tanıma yer verilmiştir.


765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki “memur” tanımının doğurduğu sakıncaları devam ettirecek nitelikte olan tanım, tasarı metninden çıkarılarak; memur kavramını da kapsayan “kamu görevlisi” tanımına yer verilmiştir. Yapılan yeni tanıma göre, kişinin kamu görevlisi sayılması için aranacak ölçüt, gördüğü işin bir kamusal faaliyet olmasıdır.

Kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla,hizmetin kamu adına yürütülmesidir. Bu faaliyetin yürütülmesine katılan kişilerin maaş, ücret veya sair bir maddî karşılık alıp almamalarının, bu işi sürekli, süreli veya geçici olarak yapmalarının bir önemi bulunmamaktadır.Böyle düşünüldüğünde, örneğin mesleklerinin icrası açısından avukat veya noterin kamu görevlisi olduğu hususunda bir şüphe bulunmamaktadır. Hatta kişi, bilirkişilik, tercümanlık ve tanıklık faaliyetinin icrası kapsamında da bir kamu görevlisidir. Askerlik görevi yapan kişiler de kamu görevlisidirler. Bu açıdan örneğin bir suç vakıasına müdahil olan, bir tutuklu veya hükümlünün naklini gerçekleştiren jandarma erbaş veya erleri de, kamu görevlisidirler.


Farklı olarak, kamusal bir faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda, bu kişilerin kamu görevlisi sayılmayacağı açıktır.


Gece vakti” ve “silâh” deyimleri, ayrıca açıklamaya gerek bırakmayacak şekilde tanımlanmıştır.


Basın ve yayın yolu ile” deyimine ilişkin tanım, sadece kitle iletişim araçlarını kapsayacak biçimde değiştirilmiştir. Tasarıdaki bireysel iletişimi de içine alacak şekilde ifade edilmiş olan tanımın oluşturduğu sakıncanın giderilmesi için, tanımda değişiklik yapılarak “kitle iletişim araçları” ifadesine vurgu yapılmıştır.


Tasarının 45, 46 ve 47 nci maddelerinde yer alan “İtiyadi suçlu”, “Suçu meslek edinen kişi” ve “Örgüt mensubu suçlu” deyimlerine ilişkin tanımlar, bu madde kapsamına alınmıştır.




MADDE YORUMU :


Maddede Türk Ceza Kanunu’nda bulunan temel kavramların tanımları ve bu kavramlar ile ne anlatılmak istendiği yer almaktadır.


Maddede yer alan “yargı görevi yapan” tanımı, tanımda yer alanlardan daha dar bir tanımdır. Maddede, hakimler ve mahkemeler dışında savcılar ve avukatlar da bu kapsama alınmıştır. Yargının iddia,savunma ve karar merciilerine de yer vermiştir. Savcının işi iddia, avukatın görevi savunmadır. Bu tanımda verilmek istenen, adalet hizmeti görenlerin tamamıdır. Terminolojik olarak öyle konulursa, tanım doğru olur; bu haliyle kısmen hatalıdır.

Maddede (h) bendinde tanımlanan, itiyadi suçlu tanımında, bu sınıfta bir suçlu sayılmak için öngörülen bir yıl içerisinde işleme koşulu, uygun değildir; zamanın daha uzun tutulması kanunun amacı açısından daha isabetli olurdu.



İLGİLİ YARGITAY KARARLARI :





YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ

Esas : 2017/6413

Karar : 2018/1037



Kararın gerekçe kısmında, sanığın basit yaralama suçunu gerçekleştirdiği kanaatine varıldığı belirtilmiş ise de, esasa etki etmeyen mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olduğundan, kardeşi olan müştekiyi 5237 Sayılı TCK’nin 6/1-f maddesi uyarınca silahtan sayılan sopa ile yaralamak suretiyle birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan sanık hakkında, TCK’nin 86/1. maddesince temel cezaya hükmedilirken meydana gelen zararın ağırlığı ve kastının yoğunluğu da dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından ve Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas-2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 25.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ
2019/16919 E.

2019/22607 K.


Sanığın katılanının üzerine kolonya dökerek, çakmak ile yaraladığına ilişkin ikrarı ile sanığın eylemini silahtan sayılan eşya ile gerçekleştirdiği sabit olduğu halde, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/3-e maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini, bozmayı gerektirmiştir.


YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ

Esas : 2015/21839

Karar : 2017/6881



Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,

Görevi yaptırmamak için direnme eyleminin TCK’nın 6. maddesi kapsamında saldırıda kullanılmaya elverişli, silahtan sayılan bira şişesiyle gerçekleştirilmesine karşın, TCK’nın 265/4. maddesi uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,

Anlaşıldığından sanık … vasisi …’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 31/05/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.